Guatr Hastalığı
Boyun ön kısımda bulunan tiroid (kalkan) bezinin iltihap ve kanser dışındaki bir sebeple büyümesine guatr denir. Tiroid bezi boynumuzun ön kısmında yerleşik, iki parçalı, küçük bir içsalgı bezidir. Salgıladığı hormon ile vücudumuzun çalışma hızını belirler. Ürettiği hormon azalırsa vücudumuzun çalışma hızı düşer, fazla hormon salgılarsa vücudumuzun çalışma hızı artar. Guatr tek bir hastalık değildir. Belirtileri ve tedavileri birbirinden farklı hastalıklar grubudur. Bu sebeple guatr hastasıyım demek, hekimler için yetersiz bir tanımlamadır.
Tiroid bezinin iltihaplarını ve kanserlerini bir kenara bırakırsak, guatr hastalıklarını üç ana gruba ayırabiliriz;
1. Tiroid bezinin az hormon salgıladığı durumlar, hipotiroidi hastalığı: Daha çok iç hastalıkları veya endokrinoloji uzmanlarının tedavi ettiği hastalıklardır. Bezin salgıladığı hormon yetersiz olduğu için vücudun hızı yavaşlar, hareketler ağırlaşır, duyular hissizleşir. Bu hastalara gereken hormon ilaç şeklinde verilerek tedavi edilir.
2. Tiroid bezinin fazla hormon salgıladığı durumlar: Bu gruba zehirli guatr da denilir. Vücutta fazla tiroid hormonu bulunması sebebiyle vücudun çalışma hızı artmıştır. Ellerde titreme, kalp çarpıntısı görülür. Bu grupta üç tip guatr vardır;
a. Bezin tamamının büyüdüğü (Basedow Hastalığı)
b. Fazla hormon salgılayan tek bir yumrunun olduğu (Toksik Adenom)
c. İrili ufaklı çok sayıda yumrunun olduğu (Plummer Hastalığı) hastalıklar.
3. Hormon dengesizliği olmayan guatr hastaları:
Bu grupta üç çeşit guatr bulunur;
a. Tiroid bezinin dengeli şekilde tamamının büyüdüğü (diffüz guatr).
b. Tiroid bezinde tek bir yumrunun (nodul) olduğu (soliter tiroid nodulu).
c. Tiroid bezinde çok sayıda yumrunun (nodul) olduğu (multinodüler guatr) hastalıklar.
Hastalık çeşitlerine göre guatr hastasının şikayetleri de değişir. Hormonların fazla üretildiği (zehirli guatr) tiplerde, ellerde titreme-terleme, kalp çarpıntısı, sinirlilik, gözlerin yuvalarından taşması, ishal, iştah artması kilo alamama ve adet düzensizlikleri görülür. Hormonların az üretildiği durumlarda ise hareketlerde ve duygularda yavaşlama, ellerde kuruma, saçlarda kuruma-dökülme ve adet düzensizlikleri görülür. Hormonsal dengesizliğin olmadığı tiplerde sadece tiroid bezinde büyüme veya nodul oluşumuna rastlanır. Bu hastalıkların hepsinde tiroid bezi büyüyebilir, nodul oluşabilir. Tiroid bezi iyot elementini kullanarak hormon üretir. Bu elementin eksik olduğu yerlerde guatr çok görülür, iyot eksikliğinin giderilmesiyle guatr hastalığı engellenebilir. Basitçe kandaki hormon miktarlarını kontrol etmek ve tiroid bezinin yapısını görmek için ultrason yaptırmak genellikle teşhiste yeterlidir. Bu iki testten sonra gerekli görülürse sintigrafi ve iğne biyopsisi gibi başka testler de yapılır.
Tedavide üç durum söz konusudur;
1. Hormon yetersizliği olan guatr hastalarına hormon ilaç şeklinde verilir.
2. Hormon fazlalığı olan hastalara hormon yapımını engelleyecek ilaçlar verilir. Hormon seviyesi normale inince ameliyat veya radyoaktif iyot ile tedavi yapılır.
3. Hormon dengesizliği olmadığı ama tiroid bezinde nodüllerin olduğu durumda da genellikle ameliyat gerekir.
Her guatr hastalığı ameliyat gerektirmez. Tire bezinin tamamen büyüdüğü ya da içinde nodüllerin olduğu durumda ameliyat bir tedavi seçeneğidir. Bir guatr hastasını ameliyat etmek için dört sebep vardır;
1. Boynunda büyümüş guatrın estetik problem oluşturmasıdır.
2. Büyümüş guatrın ya da nodüllerin yemek borusunu ve soluk borusunu sıkıştırmasıdır.
3. Büyümüş guatrın hormon dengesizliği yapmasıdır.
4. Guatrda kanser tespit edilmesi veya kanser şüphesidir.
Guatr, tiroid bezinin kanser harici büyümesidir ama bu büyümelerin kanser olup olmadığı ancak bazı incelemelerden hatta ameliyattan sonra belli olur. Dolayısıyla bütün guatrlı hastalar düşünüldüğünde %15 oranında kanser gelişme ihtimali vardır.Her guatr ameliyat ile tedavi edilmez. Hastalıkların bazı tiplerinde ilaç tedavisi, bazısında radyoaktif iyot tedavisi (radyasyon ile tiroid bezinin tahrip edilmesi), bazısında da ameliyat gerekir. Guatrın hastalıkları çeşitli olduğu gibi ameliyatları da çeşitlidir. Tiroid bezi iki parçalıdır. Ameliyatta bu parçalardan biri veya her iki parçası çıkarılabilir veya her iki parçasından bir miktar çıkarılabilir. Ne kadar tiroid bezi çıkarılacağı, yani bu ameliyat seçeneklerinden hangisinin uygulanacağı hastalığın çeşidine göre planlanır. Hormon eksikliği ilaçlarla giderildikten sonra hastalık tekrar edebilir. Bazen nodüller ilaçlarla geriledikten sonra tekrar büyüyebilirler. Bu durumda hasta tekrar değerlendirmeye ve tedaviye alınır. Ameliyat edildikten sonra da guatr tekrar edebilir. Özellikle çok sayıda nodulu olan guatr hastalığında geride bırakılan tiroid dokusunda da nodul kalmışsa zamanla bu nodüller büyüyüp guatrın tekrar etmesine yol açabilir. Bu sebeple ameliyatı, hastalığa uygun planlamak önemlidir. Ameliyat çeşidine göre bazı hastalar ilaç kullanmak zorunda kalabileceği gibi, bazı hastaların ilaç kullanmasına gerek yoktur. Ancak bütün guatr hastaları hastalıklarına bağlı olmak üzere belirli aralıklarla kontrol edilmelidirler ki hem hastalığın tekrarından korunsunlar hem de oluşabilecek istenmeyen durumlar erkenden tedavi edilebilsin.
Boyun ön kısımda bulunan tiroid (kalkan) bezinin iltihap ve kanser dışındaki bir sebeple büyümesine guatr denir. Tiroid bezi boynumuzun ön kısmında yerleşik, iki parçalı, küçük bir içsalgı bezidir. Salgıladığı hormon ile vücudumuzun çalışma hızını belirler. Ürettiği hormon azalırsa vücudumuzun çalışma hızı düşer, fazla hormon salgılarsa vücudumuzun çalışma hızı artar. Guatr tek bir hastalık değildir. Belirtileri ve tedavileri birbirinden farklı hastalıklar grubudur. Bu sebeple guatr hastasıyım demek, hekimler için yetersiz bir tanımlamadır.
Tiroid bezinin iltihaplarını ve kanserlerini bir kenara bırakırsak, guatr hastalıklarını üç ana gruba ayırabiliriz;
1. Tiroid bezinin az hormon salgıladığı durumlar, hipotiroidi hastalığı: Daha çok iç hastalıkları veya endokrinoloji uzmanlarının tedavi ettiği hastalıklardır. Bezin salgıladığı hormon yetersiz olduğu için vücudun hızı yavaşlar, hareketler ağırlaşır, duyular hissizleşir. Bu hastalara gereken hormon ilaç şeklinde verilerek tedavi edilir.
2. Tiroid bezinin fazla hormon salgıladığı durumlar: Bu gruba zehirli guatr da denilir. Vücutta fazla tiroid hormonu bulunması sebebiyle vücudun çalışma hızı artmıştır. Ellerde titreme, kalp çarpıntısı görülür. Bu grupta üç tip guatr vardır;
a. Bezin tamamının büyüdüğü (Basedow Hastalığı)
b. Fazla hormon salgılayan tek bir yumrunun olduğu (Toksik Adenom)
c. İrili ufaklı çok sayıda yumrunun olduğu (Plummer Hastalığı) hastalıklar.
3. Hormon dengesizliği olmayan guatr hastaları:
Bu grupta üç çeşit guatr bulunur;
a. Tiroid bezinin dengeli şekilde tamamının büyüdüğü (diffüz guatr).
b. Tiroid bezinde tek bir yumrunun (nodul) olduğu (soliter tiroid nodulu).
c. Tiroid bezinde çok sayıda yumrunun (nodul) olduğu (multinodüler guatr) hastalıklar.
Hastalık çeşitlerine göre guatr hastasının şikayetleri de değişir. Hormonların fazla üretildiği (zehirli guatr) tiplerde, ellerde titreme-terleme, kalp çarpıntısı, sinirlilik, gözlerin yuvalarından taşması, ishal, iştah artması kilo alamama ve adet düzensizlikleri görülür. Hormonların az üretildiği durumlarda ise hareketlerde ve duygularda yavaşlama, ellerde kuruma, saçlarda kuruma-dökülme ve adet düzensizlikleri görülür. Hormonsal dengesizliğin olmadığı tiplerde sadece tiroid bezinde büyüme veya nodul oluşumuna rastlanır. Bu hastalıkların hepsinde tiroid bezi büyüyebilir, nodul oluşabilir. Tiroid bezi iyot elementini kullanarak hormon üretir. Bu elementin eksik olduğu yerlerde guatr çok görülür, iyot eksikliğinin giderilmesiyle guatr hastalığı engellenebilir. Basitçe kandaki hormon miktarlarını kontrol etmek ve tiroid bezinin yapısını görmek için ultrason yaptırmak genellikle teşhiste yeterlidir. Bu iki testten sonra gerekli görülürse sintigrafi ve iğne biyopsisi gibi başka testler de yapılır.
Tedavide üç durum söz konusudur;
1. Hormon yetersizliği olan guatr hastalarına hormon ilaç şeklinde verilir.
2. Hormon fazlalığı olan hastalara hormon yapımını engelleyecek ilaçlar verilir. Hormon seviyesi normale inince ameliyat veya radyoaktif iyot ile tedavi yapılır.
3. Hormon dengesizliği olmadığı ama tiroid bezinde nodüllerin olduğu durumda da genellikle ameliyat gerekir.
Her guatr hastalığı ameliyat gerektirmez. Tire bezinin tamamen büyüdüğü ya da içinde nodüllerin olduğu durumda ameliyat bir tedavi seçeneğidir. Bir guatr hastasını ameliyat etmek için dört sebep vardır;
1. Boynunda büyümüş guatrın estetik problem oluşturmasıdır.
2. Büyümüş guatrın ya da nodüllerin yemek borusunu ve soluk borusunu sıkıştırmasıdır.
3. Büyümüş guatrın hormon dengesizliği yapmasıdır.
4. Guatrda kanser tespit edilmesi veya kanser şüphesidir.
Guatr, tiroid bezinin kanser harici büyümesidir ama bu büyümelerin kanser olup olmadığı ancak bazı incelemelerden hatta ameliyattan sonra belli olur. Dolayısıyla bütün guatrlı hastalar düşünüldüğünde %15 oranında kanser gelişme ihtimali vardır.Her guatr ameliyat ile tedavi edilmez. Hastalıkların bazı tiplerinde ilaç tedavisi, bazısında radyoaktif iyot tedavisi (radyasyon ile tiroid bezinin tahrip edilmesi), bazısında da ameliyat gerekir. Guatrın hastalıkları çeşitli olduğu gibi ameliyatları da çeşitlidir. Tiroid bezi iki parçalıdır. Ameliyatta bu parçalardan biri veya her iki parçası çıkarılabilir veya her iki parçasından bir miktar çıkarılabilir. Ne kadar tiroid bezi çıkarılacağı, yani bu ameliyat seçeneklerinden hangisinin uygulanacağı hastalığın çeşidine göre planlanır. Hormon eksikliği ilaçlarla giderildikten sonra hastalık tekrar edebilir. Bazen nodüller ilaçlarla geriledikten sonra tekrar büyüyebilirler. Bu durumda hasta tekrar değerlendirmeye ve tedaviye alınır. Ameliyat edildikten sonra da guatr tekrar edebilir. Özellikle çok sayıda nodulu olan guatr hastalığında geride bırakılan tiroid dokusunda da nodul kalmışsa zamanla bu nodüller büyüyüp guatrın tekrar etmesine yol açabilir. Bu sebeple ameliyatı, hastalığa uygun planlamak önemlidir. Ameliyat çeşidine göre bazı hastalar ilaç kullanmak zorunda kalabileceği gibi, bazı hastaların ilaç kullanmasına gerek yoktur. Ancak bütün guatr hastaları hastalıklarına bağlı olmak üzere belirli aralıklarla kontrol edilmelidirler ki hem hastalığın tekrarından korunsunlar hem de oluşabilecek istenmeyen durumlar erkenden tedavi edilebilsin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder